On binlerce politik tutsağın bulunduğu Türkiye hapishanelerinde İHD’nin 2022 verilerine göre 651’i ağır olmak üzere, 1517 hasta tutsak bulunmaktadır. Tutsak sayısının sürekli arttığı ve hapishane koşullarının giderek kötüleştiğini dikkate aldığımızda hasta tutsak sayısının bugün 2 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Kanser, kalp, akciğer hastalıkları veya başka kronikleşmiş hastalıkları olan hasta tutsakların yüzlercesi yaşlı ve yaşamını tek başına devam ettiremeyecek, hatta yatalak durumdadır. Türk devleti hasta tutsakların tedavilerini engellediği gibi, tahliye de etmemekte ve her yıl onlarca tutsak ölüme gönderilmektedir.
İHD verilerine göre 2021 yılında 52, 2022 yılında 78, 2023 yılında 43, 2024 yılının ilk altı ayında ise 26 kişi hapishanelerde yaşamını yitirmiştir.
Her türlü demokratik hak ve özgürlük mücadelesine saldıran sömürgeci faşist diktatörlük, hapishaneleri ölüm evlerine çevirmiş bulunuyor.
Türk devletinin hapishanelerde tutsaklara yönelik saldırılar ve hak gaspları çok kapsamlıdır. İşkence, çıplak arama dayatması, hastaneye sevk edilmeme, ağır tecrit, kelepçeli muayene dayatması, telefon hakkının engellenmesi, yemeklerin az ve kalitesiz olması, süreli süresiz yayın, kitap ve mektup yasağı, havalandırma süresine kısıtlama getirilmesi, tahliyelerin engellenmesi, infaz yakma gibi hak ihlalleri yaygınlaştırılmaktadır.
Bunlardan hasta tutsakların tedavi edilmemesi ve katı tecrit birbirini bütünleyen iki saldırı yöntemidir.
Tüm politik tutsaklara uygulanan katı tecrit politikası ile tutsakların sosyal ilişkilerinin yok edilerek kimliklerine, kişiliklerine yabancılaştırılmaları ve ruhsal yıkıma sürüklenmeleri hedeflenirken, Kürt Halk önderi Abdullah Öcalan’a İmralı’da uygulanan tecrit ise daha katmerli ve daha derin bir niteliğe sahiptir. Öcalan ve Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ile Veysi Aktaş’tan 25 Mart 2021 tarihinden beri hiçbir haber alınamamaktadır. Türkiye yasaları ve uluslararası hukukun işletilmediği İmralı uygulaması, faşist Türk devletinin Kürt halkına yönelik sömürgeci savaş ve imha politikasının bir parçasıdır.
İmralı’dan diğer hapishanelere doğru yaygınlaştırılan tecrit ve hasta tutsakların tedavilerinin engellenmesi, faşizmin hapishanelere doldurduğu politik tutsakların yaşam hakkının ihlal edilmesidir.
Türk devletinin hasta tutsakların tedavilerini engelleyen, tahliye etmeyerek öldüren bu politikasını protesto ediyor, tutsaklar üzerindeki baskılara son verilmesini istiyoruz.
Hasta tutsaklar derhal serbest bırakılsın!
Tecrit işkencedir ve tecride derhal son verilsin!