İHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Hatice Onaran tutsaklara para yatırdığı gerekçesiyle hakkında verilen 4 yıl 2 ay hapis cezasından dolayı 10 Ekim’de tutuklanarak Gebze Kadın Kapalı Hapishanesi’ne konuldu. Verilen bu karar ve Onaran’ın tutuklanması, faşizmin insan haklarını ve uluslararası hukuk normlarını hiçe sayan yeni bir örneğidir.
İHD İstanbul Şubesi’nin Hapishane Komisyonu’nda tutsakların hakları, hasta tutsakların tedaviye erişimleri için aktif çalışan 60 yaşındaki Hatice Onaran %79 engelli raporuna sahip ve kanser tedavisi görmekteydi.
Faşist Saray rejiminin hasta tutsakların tedavisini engelleyerek ve tahliye etmeyerek öldürme politikasına karşı mücadele eden Onaran, şimdi kendisi bir hasta tutsak olarak hapiste bulunuyor. Faşist Türk devleti Onaran’ı tutuklayarak, tutsakların hakları için mücadele eden insan hakları savunucularına gözdağı vermek ve tutsaklarla dayanışmayı zayıflatmak istemektedir.
Tutsakları sahiplenmek, onlara para yatırmak, tedavi haklarını istemek tamamen meşru ve haklı bir mücadeledir. Tutsaklara yatırılan para yasal prosedürler kapsamında hapishane idaresinin hesabına yatırılmaktadır ve tutsakların hapishanede ihtiyaçlarını karşılamaları için yapılan bir dayanışmadır. Bunu suç olarak gören ve cezalar yağdıran faşizmin yargıçları asıl suç işlemektedirler ve bir gün mutlaka halklarımıza hesap vereceklerdir.
Türk devleti, hapishanelere doldurduğu ve sayıları her gün artan politik tutsakların haklarını gasp ederek, öldürme politikasını sürdürmektedir. Hapishanelerde yaygınlaştırılan tecrit, işkence, hapishane personeli tarafından çıplak arama dayatması, hastaneye sevk edilmeme, hastanede kelepçeli muayene dayatması, iletişim hakkının engellenmesi, yayın, kitap ve mektup yasağı, havalandırma süresine kısıtlama getirilmesi, tahliyelerin engellenmesi, infaz yakma gibi hak ihlalleri ile tutsaklara insanlık dışı koşullar dayatılmaya devam etmektedir.
Tedavisi engellenen %98 engelli ağır hasta tutsak Abdulkadir Kuday‘ın 2 Ekim’de Metris R Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamını yitirmesi yakın örneklerden biridir.
Yine Mardin E Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutulan ve intihar ettiği iddia edilen, 24 Ekim’de yaşamını yitiren Mizgin Acar örneğinde olduğu gibi, hapishanelerde şüpheli tutsak ölümleri sürmektedir.
Durumu ağırlaşan ve ölüm sınırına geldikten sonra kamuoyu baskısıyla hastaneye kaldırılan Abdurrahman Gemicioğlu yatakta kelepçeli olarak tutularak, aile görüşleri sınırlandırılarak tedavisi zorlaştırılmakta ve ölüme sürüklenmektedir.
Tutsaklar üzerindeki baskılara karşı gelen, ağır hasta tutsakların yaşam hakkı için mücadele eden ve kendisi de hasta olan Hatice Onaran derhal serbest bırakılmalı ve tedavisinin devam etmesi sağlanmalıdır.
Hasta tutsaklar derhal serbest bırakılsın!