25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde tüm kadınları alanlara
çıkarak, kadına yönelik erkek şiddetine karşı mücadele etmeye ve politik kadın tutsaklara özgürlük
istemeye çağırıyoruz.
Kadına yönelik şiddetin dünyanın dört bir yanında devam ettiği, her saat birkaç kadının erkekler
tarafından katledildiği günümüzde, hapishanelerdeki kadın tutsaklarda bu şiddeti ağır biçimde
yaşamaktalar. Hücre baskınları, işkenceler, çıplak arama, tecavüz, 24 saat kamera ile izleme, asker
ve erkek gardiyanların yanında muayeneye zorlama, hijyen maddelerine el koyma, domuz bağı
işkencesi gibi bir dizi kadın bedenine yönelik saldırılar, hapishanelerde kadın tutsaklara yönelik
şiddetin bazı örnekleridir.
Türkiye Hapishanelerinde kadın tutsakların yaşadıkları önemli sorunlarından biri, hasta kadın
tutsakların serbest bırakılmayarak, ölüme terk edilmeleridir. İHD’nin verilerine göre Türkiye
hapishanelerinde 123 hasta tutsak kadın bulunmaktadır. Hasta kadın tutsakların tedavileri
yapılmadığı gibi, hastaneye sevkleri yapıldığında da sevk araçlarında işkenceye uğramakta,
muayene odalarında asker ve polis denetiminde kelepçeli muayene dayatılmaktadır. Kadın
bedenine müdahale ve işkence olan bu yönteme karşı çıkan kadınlar, muayene edilmeden geri
götürülmektedir.
Türkiye hapishanelerinde devrimci kadın tutsaklara, hapishane girişlerinde çıplak arama
dayatılmakta, çıplak aramaya karşı çıkan tutsakların elbiseleri yırtılarak, zorla çıplak aramaya tabi
tutulmaktadırlar. Kadın tutsaklara yönelik çıplak arama, fiziki ve psikolojik işkenceye dönüşmekte
ve kadın tutsakların ağır travma yaşamalarına neden olmaktadır.
Hasta olan çok sayıda kadın tutsak tek kişilik hücrelerde tutulmaktadır. Kayseri Bünyan
Hapishanesinde kanaması olan Dilek Arsu ve Mersin Tarsus C tipi hapishanesinde diyabet ve kalp
kapakçığında problemi olan Zeynep Avcı tek kişilik hücrelerde tutulan hasta kadın tutsaklardan
sadece ikisidir.
Patnos L Tipi Hapishanesinde tutuklu bulunan Mizgin Kayıtbey, Lale Kabişen ve Nazlıcan Barışer,
31 Ağustos’ta erkek gardiyanların sayım yapmasına itiraz ettikleri için koğuşa baskın düzenleyen
40 gardiyanın saldırı ve işkencesine uğradılar. Ardından domuz bağıyla bağlanıp 4 saat bekleme
odasında tutuluyorlar. Öldürücü olan domuz bağı işkencesi, faşist devletin politik kadın tutsaklara
yönelik saldırılarını boyutlandırdığını göstermektedir.
Erkek egemen sisteme, kapitalist sömürüye karşı, cins özgürlükçü bir dünya için mücadele içinde
tutsak edilen devrimci kadınlar, hapishanelerde yaşanan hak gaspları ve saldırıların yanı sıra, cinsel
saldırıya da uğramaktadırlar.
Her alanda devletin kolluk güçlerinin, eşi, partneri veya başka bir erkeğin şiddetine uğrayan,
katledilen kadınlara yönelik erkek şiddeti cezasızlık ile ödüllendirilmektedir.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadına yönelik şiddete
karşı mücadeleyi büyütmek ve kadın tutsaklara özgürlük demek için, tüm kadınları sokağa
çıkmaya, erkek şiddetine dur demeye çağırıyoruz.
Kadına yönelik şiddete hayır!
Tutsakların Sesi Platformu (TSP)