Londra’da, Tutsakların Sesi Platformu (TSP), NADEK ve UPOTUDAK’ın ortak çağrısıyla Woodgreen Kütüphanesin önünde eylem düzenlendi.
Yapılan konuşmada, hasta tutsaklar, tecrit ve zindanlardaki hak gasplarına karşı tutsakların sesi olmaya, onların haklı taleplerini sahiplenmeye ve kitlelerin daha fazla duyarlı olmaya çağrıldı.
İngilizce ve Türkçe pankartların ve dövizlerin taşındığı, bildirin dağıtıldığı eylem boyunca faşist şeflik rejiminin zindanlardaki katliamcı ve yasakçı politikaları teşhir edildi, “Hasta tutsaklara özgürlük!” talebi dile getirildi, tecrite karşı mücadelenin daha da büyütülmesi çağrısı yapıldı.
Eylemde Tutsakların Sesi Platformu (TSP), NADEK ve UPOTUDAK tarafından yapılan ortak açıklamada şunlara dikkat çekildi:
“İnsan Hakları Derneği’nin tespitlerine göre Türkiye hapishanelerinde 651’i ağır olmak üzere, 1517 hasta tutsak bulunmaktadır. Kanser, kalp, akciğer hastalıkları veya başka kronikleşmiş hastalıkları olan 1500’ü aşkın tutsak. Bir kısmı yaşlı ve yaşamını tek başına devam ettiremeyecek, hatta yatalak durumda olan yüzlerce tutsak hapishanelerde ısrarla tutulmaktadır. Hasta tutsakların tedavileri engellendiği gibi, iktidarın aracına dönüşmüş olan Adli Tıp Kurumu’nun verdiği ‘hapishanede kalabilir’ raporlarıyla tahliye edilmemektedirler. Her yıl onlarca tutsak faşist devlet tarafından bu şekilde ölüme gönderilmektedir. Ancak ağır hasta olan devrimci ve yurtsever tutsaklar tahliye edilmemektedir. Hapishanelerde yaşamını tek başına devam ettiremeyecek durumda olan yüzlerce ağır hasta tutsağın tahliye edilmemesi; yaşam hakkının ihlalidir. Faşist Türk devletinin tutsakların temel hak ve özgürlükleri sistematik olarak ortadan kaldırdığı uygulamalardan biri de tecrit sistemidir. Tecrit, tutsakların yasalarda, uluslararası sözleşmelerde ve hukukta tanınan, tutsağın avukatı, ailesi ile görüşme, dış dünya ile telefon, mektup, faks vb. her türlü iletişim araçlarıyla haberleşme haklarının tümüyle ortadan kaldırıldığı bir sistemdir. Tecrit, sistematik bir işkence yöntemidir ve insanlık suçudur. Türk devleti, tecrit saldırısı ile tutsakların dış dünya ile tüm bağlarını kopararak, yalnızlaştırarak iradelerini kırmayı, umutsuzluğa itmeyi ve ideallerinden vazgeçirmeyi hedeflemektedir. Ancak bunda başarılı olamadı ve olamayacaktır. 25 yıldır ne Öcalan’ın ne de tecritte tuttuğu diğer politik tutsakların iradesini kırabilmiştir. Politik tutsakları sahiplenmek, hasta tutsakların serbest bırakılması ve tecrite karşı mücadele, faşizme ve sömürgeciliğe karşı mücadelenin önemli bir parçasıdır. Bundan dolayı alanlarda olmaya, hasta tutsakların derhal serbest bırakılmalarını ve tutsaklara yönelik tecritin kaldırılmasını, İmralı tecrit sisteminin derhal son verilmesini haykırmaya devam edeceğiz.”