Almanya’nın Stuttgart kentinde bulunan Stammheim hapishanesi önünde 18 Mart Uluslararası politik tutsaklarla dayanışma gününde miting ve yürüyüş düzenlendi.
18 Mart Uluslararası politik tutsaklarla dayanışma gününde Stammheim hapishanesi önünde düzenlenen eylemde politik tutsakların durumuna dikkat çekilerek politik tutsaklarla dayanışmanın büyütülmesi çağrısı yapıldı.
Stuttgart Rote Hilfe’nin (Kızıl Yardım) çağrısı ile düzenlenen eylemde, Rote Hilfe, Tutsakların Sesi Platformu (TSP), AVEG-KON, AGİF, sosyalist gençlik örgütü Young Struggle, Kızıl Dayanışma, Demokratik Kürt Toplum Merkezi, Filistin dayanışma grubu, ATİK, Partizan, Alınteri, MLKP gibi parti ve örgütlerin pankart ve bayrakları taşındı.
Kızıl Yardım adına yapılan konuşmada, 18 Mart’ın tarihsel arka planına dikkat çekildi. 18 Mart’ın, Paris Komünü’nün yıldönümü olduğu hatırlatılırken, o günden bugüne politik tutsakların mücadelesinin, sınıf mücadeleleriyle bağlantılı bir biçimde sürdüğüne değinildi.
Kürt derneği adına yapılan konuşmada, eylemin yapıldığı Stammheim hapishanesinde Kürt aktivistleri Mazlum D., Merdan K. ve Hasan 129b yasası kapsamında tutsak bulunduğuna dikkat çekilerek tüm politik tutsakların serbest bırakılması çağrısında bulunuldu.
Tutsakların Sesi Platformu (TSP), adına yapılan konuşmada, devri̇mci̇ tutsaklarla dayanışmayı yükseltme çağrısı yapıldı.
Konuşmada, 18 Mart’ın; Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Günü olduğu, 1920’de Komintern tarafından kurulan Kızıl Yardım Örgütünün, 1923 yılında Paris Komünü’nün kuruluş günü olan 18 Mart’ı politik tutsaklara adayarak ‘Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Günü’ ilan ettiği, Dünyanın dört bir yanında 18 Mart’ta politik tutsaklarla dayanışmanın yükseltilmekte olduğu belirtildi.
TSP adına yapılan konuşmada şunlara dikkat çekildi:
“Bugün içerisinden geçtiğimiz emperyalist-kapitalist sistemde; dünyanın her tarafında devrimci, komünist, ilerici ve antifaşist tutsak sayısı artmaktadır. Emperyalist, faşist ve gerici devletlerin kendi aralarında yürüttükleri hegemonya mücadeleleri sonucu, başta Ukrayna ve Suriye olmak üzere, dünyanın birçok yerinde savaş yürütmektedirler. Ulusal kurtuluş mücadelelerine, işçi ve emekçilerin özgürlük mücadelelerine amansızca saldırıyorlar. Mücadeleyi hapishanelerde de sürdürenlere yönelik saldırılar ve ağır cezalarla, hak gasplarıyla devrimci tutsakların iradeleri teslim alınmaya çalışılmaktadır. İsrail işgal devleti, Filistin’de Ahmed Saadat başta olmak üzere, yüzlerce Filistinli tutsağa insanlık dışı uygulamalarıyla bilinmektedir.
“ABD emperyalistlerinin gizli hapishaneleri ve Guantanamo hapishanesindeki işkenceleri unutulmadı. Yine şu anda hasta olan Mumia Abu Jamal, 1981 yılından beri ABD’de kötü koşullarda tutsak olarak tutulmaktadır.
“Lübnanlı devrimci Georges Abdallah 1984 yılından beri Fransa’da tutsak tutulmaktadır. Fransa yasalarına göre 14 yıllık tutsaklıktan sonra tahliye edilmesi gerekirken, tahliye edilmiyor.
“Hindistan’da hasta olan devrimci tutsaklar Kisan Da ve Sheela Marandi serbest bırakılmıyor.
“Başta Almanya olmak üzere, Avrupa ülkelerinde de emperyalist-kapitalist sisteme, faşizme, ırkçılığa, sömürgeciliğe karşı mücadele eden çok sayıda insan tutuklanmakta veya açılan davalarla kıskaca alınmaktadır.
“Türkiye’de 1999 yılında uluslararası bir komplo ile tutsak edilen Kürt Halk önderi Abdullah Öcalan İmralı adasında ağır tecrit koşullarında tutulmaktadır. İmralı’da uygulanan tecrit giderek diğer hapishanelere de yaygınlaştırılmaya çalışılmakta ve binlerce politik tutsak üzerindeki baskılar artmaktadır.
“Faşist Türk devleti 2015’den bu yana yurtsever, devrimci, ilerici muhalefete ve onun öncülerine dönük fiziki tasfiye, ideolojik ve psikolojik ezme, yok etme saldırı konsepti kapsamında devrimci politik tutsakları özel hedef durumuna getirmiştir. Polisin, jandarmanın gözaltı terörünü, mahkemelerin tutuklama ve keyfi uzun ağır hapis cezaları verme terörü izlemektedir.
“Baskı ve sömürüye karşı özgür ve eşit bir dünya için mücadele yürütürken esir alınan devrimci tutsakları sahiplenmek, devrimci mücadele görevlerinin bir parçasıdır. Hapishanelerde, mücadelenin bu cephesinde idealleri için savaşmaya devam eden tutsakları sahiplenmek, ideolojik, siyasi ve insani bir görevdir.
“İçinden geçtiğimiz burjuva tasfiyeci saldırganlığa, emperyalist kültürün yaratmak istediği yalnızlık duygusuna ve karamsarlığa karşı örgütlenerek, mücadeleyi büyütmeliyiz. Politik tutsaklara sahip çıkarak, mektuplarımızla, kartlarımızla onların hücrelerine konuk olalım, maddi ve manevi destek sunalım, dışarda onların sesi ve soluğu olalım.”
STAMMHEİM HAPİSHANESİNDEKİ TUTSAKLAR KİTLEYİ “NEWROZ PİROZ BE” “TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK” SLOGANLARIYLA SELAMLADI
Konuşmaların ardından kitle, Stammheim hapishanesi etrafında yürüyüşe geçti. Gür sesle atılan “politik tutsaklara özgürlük” ve “Bijî berxwedana zindana” sloganlarına politik tutsaklar karşılık verdi. Politik tutsaklar, odalarının camlarını açarak parmaklıklar arkasından kitleyi “newroz piroz be” ve “Tutsaklara özgürlük” sloganlarıyla selamladı.
Eylem, “Politik tutsaklara özgürlük”, “Yaşasın enternasyonal dayanışma” gibi sloganlarla hapishane önünde sona erdi.