18 Mart Uluslararası Politik Tutsaklar Günü Ulm‘de yapılan panelde hapishanelerde politik tutsakların durumu ve yapılması gerekenler tartışıldı. Panele İHD İstanbul Şubesi Başkanı Av. Gülseren Yoleri ve ESP Temsilcisi konuşmacı olarak katıldı.
Tutsakların Sesi Platformu’nun (TSP) organize ettiği panelde İHD’nin çalışmaları hakkında bilgiler veren Av. Yoleri, devletin hapishaneler ve tecrit politikası, hapishanelerde yaşanan hak gasplarına dair bilgiler vererek, politik tutsakları sahiplenme çağrısı yaptı. Yoleri, İHD İstanbul Şubesi olarak 2023 Hak İhlalleri Raporunu 13 Mart’ta yayınladıklarını belirterek, rapordan hapishanelere dair bölümlerden çarpıcı örnekler verdi.
Türkiye’de resmi verilere göre toplam 295.702 kapasiteli 403 hapishane olduğunu, bu hapishanelerde kalan tutsak sayısının ise 314.375 olduğunu belirten Yoleri, bu verilerin mevcut durumda 18.693 kişinin kapasitenin üzerinde hapishanelerde kaldığını gösterdiğini söyledi.
Hapishanelerde 13.094 kadın tutsak olduğu, anneleri ile birlikte kalan 0-6 yaş grubundaki çocuk sayısının ise 552 ve yabancı tutsak sayısının da 11.345 olduğu bilgisini paylaşan Yoleri, hapishanelerde kaç politik tutsağın olduğuna dair bakanlığın bir bilgi paylaşımında bulunmadığını belirtti.
Hapishanelerin 2023 yılında da işkence, onur kırıcı davranış, tecrit, sağlık hakkı ihlalleri, adalete erişim ve ayrımcılık yanında ağır emek sömürüsü gibi çok sayıda başlıkta ağır ve yaygın hak ihlallerinin yaşandığı yerler olmaya devam ettiğini, 50 TL’lik günlük iaşe bedelinin temel ihtiyaçları karşılamaktan çok uzak olduğunu ve ekonomik krizin tutsak yoksulluğunu derinleştirdiğini söyledi.
Devletin F Tipi tecrit hapishanelerinden sonra da bir dizi yeni tipte hapishaneler yaptığını, son yıllarda yapılan S Tipi, Y Tipi ve Yüksek Güvenlikli Hapishaneler ile tecridin ve hak gasplarının yaygınlaştırıldığını, İmralı’da Öcalan’a uygulanan mutlak tecridin kaldırılması ve hak gasplarına son verilmesi talepleriyle tutsakların 27 Kasım’dan bu yana açlık grevlerinde olduğunu, açlık grevlerinin kritik aşamalara taşınmadan dışarıdan dayanışmanın büyütülmesi gerektiğini anlatan Yoleri, hasta tutsakların tedavi hakkının engellendiğini, Cezaevi İzleme Kurulları aracılığıyla tahliyesi gelen tutsakların tahliyelerinin engellendiğini anlattı.
Yoleri, son dönemlerde tutsakları sahiplenen, onlara mektup yazan, ziyaret eden, maddi yardımda bulunan insanlara yönelik gözaltı ve tutuklama saldırısı ile devletin tutsakları sahiplenmenin önüne geçmeye çalıştığını belirterek, her şeyin para ile satıldığı hapishanelerdeki tutsaklarla maddi dayanışmanın gerekliliğini belirtti ve tutsakları her yönüyle sahiplenme çağrısı yaptı.
TSP adına yapılan konuşmada ise 18 Mart’ın tarihçesinde dair bilgiler verildi. Emperyalist-kapitalist sisteme, faşizme, sömürgeciliğe, ırkçılığa, erkek egemen iktidarlara karşı mücadele yürüten devrimcilerin, antifaşistlerin, insan hakları savunucularının, aydınların, çevre hareketinden insanların devletlerin saldırısına uğradığını, tutsak edildiğini değişik ülkelerden örnekler vererek anlatan TSP temsilcisi, tecrit hapishanelerin tüm emperyalist ülkelerde var olduğunu, Türk devletinin de AB ve ABD gibi emperyalist ülkelerden bu sistemi devralarak uyguladığını söyledi.
TSP temsilcisi, faşist Türk devletinin hapishanelerinde olan devrimci tutsakların tecridin yanı sıra işkence ve bir dizi saldırıya uğradıklarını belirterek, tutsakları her alanda sahiplenmeye çağırdı.
Türk devletinin hapishanelerinde saldırılara karşı devrimci, sosyalist kimlikleriyle direnen devrimci tutsakların sesini Avrupa’ya taşımaya ve dayanışma duygusunu geliştirmeye çalıştıklarını belirten TSP temsilcisi, tutsaklara mektup yazmanın, maddi ve manevi destekte bulunmanın önemine vurgu yaptı.
Panel, katılımcıların görüşlerini aktarmaları ve sorulan sorulara verilen cevaplarla son buldu.