Berlin’de düzenlenen panelde devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler için yapılan saygı duruşunun ardından, panele davetli olan İstanbul IHD Şubesi Yönetim Kurulu ve Hapishaneler Komisyonu Üyesi Mehmet Acettin’nin Türk devletinin hapishaneler politikasını anlatan video gösterimi yapıldı. Ardından TSP ve genç kadın örgütü Zora adına sunumlar yapıldı.
TSP adına yapılan sunumda devletlerin hapishane, tecrit ve izolasyon politikaları ve devrimci tutsakların direnişi ele alındı. Türkiye’den Hindistan’a, Filipinlerden, ABD’ye, Meksika’dan İran’a, Almanya’dan Fransa’ya, İsrail’den Güney Kürdistan’a gibi bir dizi ülkeden örnekler verilen sunumda, emperyalist-kapitalist sisteme karşı devrimci mücadelenin olduğu her yerde egemenlerin gözaltı, tutuklama, işkence, tecrit gibi bir dizi saldırıyı devreye koyduğunu belirterek, devrimcinin görevinin sınıf mücadelesinin bu alanında da mücadeleyi sürdürmek olduğunu, ancak devrimci tutsakları sahiplenmek ve onlara saldırıların önüne geçmenin de dışarıdakilerin görevi olduğunu belirtti.
İmralı’da Öcalan üzerindeki üç yıldır süren mutlak tecridin yaygınlaştırdığını ve tutsakların tecride ve hak gasplarına karşı 27 Kasım’dan bu yana açlık grevlerinde olduğunu hatırlatan temsilci, tutsakların direnişini ve taleplerini sahiplendiklerini söyledi.
Hapishanelerde hak gasplarının ve baskıların arttığını belirten TSP temsilcisi, son haftalarda tutsaklara para ve mektup göndermek, ziyaret etmek gibi gerekçelerle sosyalistlere yönelik gözaltı ve tutuklama furyasının da tutsakları yalnızlaştırmayı hedeflediğini, ancak sosyalistlerin bu baskılara boyun eğmediklerini belirterek, enternasyonal dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı.
Genç kadın örgütü Zora temsilcisi de Almanya’da devletin ilerici, devrimci güçlere karşı kriminalize eden saldırılarını çeşitli örneklerle anlattı. Ceza yasasının 129, A ve B maddeleriyle devrimcilerin, ilericilerin susturulmaya çalışıldığını, Zora’nın da bundan nasibini aldığını, ancak erkek egemen sisteme ve kadına yönelik şiddete karşı yürüttükleri mücadelenin haklı ve meşru olduğunu, bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini belirtti.
Sunumların ardından katılımcılarla etkin ve verimli tartışmalar yürütüldü. Özellikle Alman devletinin devrimcilere, antifaşistlere karşı devrimci mücadeleden taviz verilmemesi ve saldırılarının püskürtülmesi için birleşik mücadelenin geliştirilmesine olan ihtiyacın altı çizildi.
Değişik ülkelerden hapishanelerdeki tutsakların resimlerinin de sergilendiği panel, ’’Politik tutsaklara özgürlük’’ sloganı ile bitirildi.