Her ihlali ‘dosyan özel’ diyerek meşrulaştırıyorlar!
İzmir’in Dikili ilçesinde 17 Eylül 2022’de işkenceyle gözaltına alınan, gözaltı süresinde sistematik işkence gören üç komünistten Seda Baykan ETHA haber ajansına bir mektup göndererek gördüğü işkenceleri anlattı. Tutuklandıktan sonra uzun süre hangi hapishaneye götürüldüğü açıklanmayan ve TEM polisleri tarafından “sizi buradan sonra biz alacağız, işimiz bitmedi” diyerek tehdit edilen komünistlerin götürüldükleri yer kamuoyu baskısı sonucu açıklanmıştı.
Seda Baykan, idarenin her hak ihlalini “dosyan özel” denerek meşrulaştırdığını kaydetti. Kamuoyu baskısıyla idarenin görece geri adım atmak zorunda kaldığını ancak bunun kalıcılaşmadığını belirten Baykan, dayanışma çağrısı yaptı. Koğuşunu değiştirmek için mücadele ettiğini ifade eden Baykan, sohbet hakkı ve havalandırma saatinin uzatılması için haftalardır bir muhatap beklediğini de kaydetti.
Diyarbakır Kadın Kapalı Hapishanesi girişte çıplak arama işkencesine uğrayan Baykan, tekli hücreye alınarak sistematik olarak fenerle hücreye ışık tutulmuş, uyumasına izin verilmemiş, ayakta sayım dayatılmış. Mektubunda haklarının gasp edildiğini aktaran Baykan, hak ihlalleri kamuoyunun gündemine geldiğinde idarenin görece geri adım atmak zorunda kaldığını ancak bunun süreklileşmediğini de belirtmekte.
Yaşadığı her hak ihlalinin idare tarafından “dosyan özel” denerek meşrulaştırılmaya çalışıldığını aktaran Baykan, “Dilekçelerim, mektuplarım vs. gönderilmiyor. CİMER, Adalet Bakanlığı, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na ekimde yazdığım dilekçeler gönderilmedi. Nedeni tahmin edeceğiniz üzere ‘dosyan özel'” dediklerini aktarmakta.
Arkadaş görüşü ile ilgili talebinin reddedilmesi üzerine infaz hakimliğine 15 gün içinde itiraz hakkı olması gereken Baykan, ancak 60’lı günlerinde bunun gerçekleştiğini aksi halde feragat etmek zorunda kalacağını söylemekte.
Hak gasplarının geldiği boyutu, “Yani yakında ‘butona gelmiyoruz, yemek vermiyoruz dosyan özel’ derlerse şaşırmam” sözleriyle aktaran Baykan, maruz kaldığı hak gasplarına ilişkin ise haftalarca görüşmek üzere bir muhatap beklediğini de eklemiş.
Mektup gönderimi ve alımlarda ise tekli sisteme (zarfta ismi yazanın kişinin yalnızca kendine ait mektubu zarfta yazan kişiye göndermesi ve alması, mektup zarfının içinde birden fazla isme ait ve birden fazla isme hitaben mektubun yasaklanması) geçildiğini ifade eden Baykan, “Birçok hapishane bu kararın bir kısmını uyguluyor. Örneğin yalnızca gönderimde tek kendi adına biçiminde. Ama sanki yalnızca burası bakanlığa bağlıymış gibi hareket ediyor” demekte.
Şu anki asıl gündeminin koğuş, o da olmazsa sohbet hakkı ve havalandırma saatinin uzatılması olduğunu bunun için mücadele ettiğini aktaran Baykan, dışarıda bu durumun gündemleştiği zamanlar idarenin bir nebze geri adım attığını ifade etmekte. Birlikte gözaltına alındığı ve tutuklandığı Dilek Arsu ile yalnızca mahkemede karşılaştıklarını, yan yana getirilmediklerini ifade eden Baykan, “Mahpusların sanırım iaşe bedelleri arttı. Selçuk Mızraklı’nın dosyası Yargıtay’da bozuldu. Selahattin Demirtaş Diyarbakır’a geldi, gitti. Bakalım komşuda pişer bize de düşer elbet” ifadelerini kullanmış.
Komünist tutsak Seda Baykan, mektubunda kamuoyuna dayanışma çağrısı da yapmakta.
Kaynak: ETHA