Tutsakların Sesi Platformu (TSP), 18 Mart Uluslararası Politik Tutsaklar Günü kapsamında Stuttgart’ta politik tutsaklarla dayanışma paneli düzenledi. İHD İstanbul Şubesi Başkanı Av. Gülseren Yoleri ve TSP Temsilcisinin konuşmacı olarak katıldığı panelle Türk devletinin hapishaneler politikası tartışıldı ve politik tutsakları sahiplenme çağrısı yapıldı.
İHD İstanbul Şubesi Başkanı Av. Gülseren Yoleri yaptığı sunumda devletin her yıl bolca hapishane açtığını ve 2023 yılında da 16 yeni hapishaneyi devreye soktuğunu belirtti. İHD’nin hapishanelerdeki hak ihlallerini sürekli takip ettiklerini ve raporlaştırdıklarını, hapishanelere heyetler göndererek yerinde bilgi almaya çalıştıklarını, İHD İstanbul Şubesi olarak 2023 Hak İhlalleri Raporunu 13 Mart’ta yayımladıklarını belirten Yoleri, rapordan hapishanelerde tespit ettikleri hak ihlallerine dair somut bilgiler aktardı.
Türkiye’de resmi verilere göre toplam 295 bin 702 kapasiteli 403 hapishane olduğunu, bu hapishanelerde kalan tutsak sayısının ise 314 bin 375 olduğunu belirten Yoleri, hapishanelerde kapasitenin üstünde 18 bin 693 tutsağın olduğunu, mevcut verilere göre son 4 ayda tutsak sayısında 53 bin 623 artış olduğunu anlattı.
Politik tutsakların sayısı bakımından bakanlığın bir bilgi paylaşımında bulunmadığını, ancak bazı soru önergelerine verilen cevaplardan çıkarılan sonuçlarla politik tutsak sayısının %10-15 civarında tahmin edildiğini söyledi.
Devletin F Tipi tecrit hapishanelerinden sonra bir dizi yeni tipte tecridi esas alan hapishaneler yaptığını, son yıllarda yapılan S Tipi, Y Tipi ve Yüksek Güvenlikli Hapishaneler ile tecridin ve hak gasplarının yaygınlaştırıldığını belirtti. Eski tarz hapishaneler yerine kampus tipi yapılan hapishanelerin devasa büyüklükte olduğunu ifade eden Yoleri, kendilerine geçen yıl 268 başvuru yapıldığını ve bu başvurularda 6 bin 411 hak ihlali tespit ettiklerini, basın taraması yoluyla da 1061 hak ihlali tespit ettiklerini anlattı. Tespit ettikleri hak ihlallerinin işkence, onur kırıcı davranış, tecrit, sağlık hakkı ihlalleri, adalete erişim ve ayrımcılık yanında ağır emek sömürüsü gibi çok sayıda başlıkta ağır ve yaygın hak ihlalleri olduğunu anlatan Yoleri, politik tutsakların yaşadığı bu sorunlara karşı dışarıda duyarlılığın geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Hasta tutsakların tedavi hakkının engellendiğini, Cezaevi İzleme Kurulları aracılığıyla tahliyesi gelen tutsakların tahliyelerinin engellendiğini anlatan Yoleri, son dönemlerde tutsakları sahiplenen, onlara mektup yazan, ziyaret eden, maddi yardımda bulunan insanlara yönelik gözaltı ve tutuklama saldırısı ile devletin tutsakları sahiplenmenin önüne geçmeye çalıştığını belirterek, her şeyin para ile satıldığı hapishanelerdeki tutsaklarla maddi dayanışmanın zorunluluğunu belirtti ve tutsakları her yönüyle sahiplenme çağrısı yaptı.
TSP adına yapılan konuşmada ise 18 Mart’ın ve Uluslararası Kızıl Yardım’ın tarihçesine dair bilgiler verildi. Emperyalist-kapitalist sisteme, faşizme, sömürgeciliğe, ırkçılığa, erkek egemen iktidarlara karşı mücadele yürüten devrimcilerin, antifaşistlerin, insan hakları savunucularının, aydınların, çevre hareketinden insanların devletlerin saldırısına uğradığını, tutsak edildiğini değişik ülkelerden örnekler vererek anlatan TSP temsilcisi, tecrit hapishanelerinin AB ve ABD gibi emperyalist ülkelerden alınan deneyimlerle uyguladığını söyledi.
TSP temsilcisi, faşist Türk devletinin hapishanelerinde olan devrimci tutsakların tecridin yanı sıra işkence ve bir dizi saldırıya uğradıklarını, üç yıldır süren İmralı tecridinin giderek yaygınlaştırıldığını, bu saldırılara karşı devrimci, sosyalist kimlikleriyle direnen tutsakların sesini Avrupa’ya taşımaya çalıştıklarını anlatarak, tutsaklara mektup yazarak, maddi ve manevi destekte bulunarak ve eylemler örgütleyerek katılımcıları tutsakları her alanda sahiplenmeye çağırdı.
Panel, soru-cevap ve katılımcıların görüşlerini aktarmaları ile son buldu.